İdea Yayınevi / Temalar
site haritası 

Tarih Felsefesi
Osmanlı İmparatorluğunun Batılı Karakteri

TARİH FELSEFESİ  
(Published with permission
© Nancy Stahl)
 
Osmanlı İmparatorluğu Avrupa ile aynı zamanda, aslında Avrupa’nın birçok devletinden daha önce modernleşme sürecine girdi. Bu bütünsel bir kültürel dönüşüm, Osmanlı’nın Osmanlı olarak ortadan kalkışının başlangıcıydı ve sürecin ürünü Özgürlük İlkesi üzerine kurulu modern Türkiye Cumhuriyeti oldu. İlke — onurlu, bilgili, özgür, çağdaş bir törel yaşamın gücü olan ussal İdea — on yıllar boyunca salt kitlesel eğitimsizlikten kaynaklanan erdemsizliğin, karanlık boşinancın ve despotik ideolojilerin taşkınlıklarını ve çılgınlıklarını yatıştırdı, kendini ussal ve uygar İstenç olarak, geri alınamaz bir Özgürlük tini olarak modern bir toplum yapısına doğru edimselleştirdi. Solun ve sağın despotik düşlemleri dikkate alınmadı — daha doğrusu granit bir istence, özgürlük, çağdaşlık, uygarlık istencine çarptı.

Osmanlı Devleti kendini Dünya-Tininin bütün bir tarihsel kalıtı üzerine kuran, Yunan-Roma uygarlığının sürdürücüsü olduğunu bilen ve onu isteyen, daha başında Dünya Tarihinin ilerleyişine ait değişebilen, yenileşebilen, gelişebilen bir politik yapıydı. Ussal olarak değişebilmesinde ve Ussallığa doğru değişebilmesinde özgür Batı tininin parçasıydı, despotik değişmezliğinde direten usdışı Doğunun değil. Modern Cumhuriyeti kuran Tin sözcüğün en gerçek anlamında Özgürlük ve Eşitlik kavramlarını özümsemiş, değişme, yenileşme ve gelişme İstencini kavramış olan bu Osmanlı Tininden başkası değildi. Değişmeyen despotik Doğu Tini ile karşıtlık içinde, Osmanlı İmparatorluğu Tarihin Herakleitos ırmağının akışı içindeydi. Ve Avrupa Orta Çağlarının zifiri karanlık yüzyılları ile karşıtlık içinde, Tarihi pırıl pırıl aydınlığı ve akışkanlığı içinde tutan evreydi. İdeolojiden, boşinançtan, gelenekten özgür eksiksiz bir Türe ve Erdem varoluşuna belirlenen Cumhuriyet Tini ancak ona bu sonsuz değerleri kalıt bırakacak denli yüksek bir tinin ürünü olabilirdi.

SCHILLER

BEETHOVEN
Avrupa Birliği özgürleşmenin kazanılan ereğidir, çünkü özgürlük insanlığı kültürel ayrımların ötesine ve üzerine, tek bir Yasaya, tek bir Anayasaya, tek bir Türeye, evrensel Türeye ve evrensel Hakka yükselten değişimin biricik olanağıdır. Onda çok-kültürlülük değişmeyen geleneğin, karakteri tutuculuk olan despotizmin, karakteri şiddet olan ideolojinin artıkları olarak postmodern komedyenlerin umutsuz savunusuna terkedilmiştir. Avrupa Birliği modern insanlığın gerçek egemenliğine, özgür İstencinin egemenliğine yürüyüşünde Dünya-Tininin ilk adımıdır.
FelsefeYazın Dergisi 2007
FelsefeYazın Dergisi

KOOP ISLANDS BLUES
KOOP ISLAND BLUES
Kandinsky, Kompozisyon
MODERNİZM

MODERNLİK
İdea Yayınevi / 2014